Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın kanser türüdür. Geçtiğimiz 40 yıl içinde meme kanseri teşhisi konan hasta sayısı dört katına çıkmıştır. Kanser hastalarında ağrı, hastalığın seyri sırasında herhangi bir zamanda mevcut olabilse de, genellikle hastalık ilerlemesi ile artar ve ileri evre kanserli hastalarının % 75-90’ı ciddi ağrı bildirmektedir.Meme kanseri olan hastalarda, kanserin kendisinden ya da tedavinin bir yan etkisi olarak ağrı hissedilebilir. Meme kanserine bağlı ağrı genellikle hastalığın evresi ile ilişkili görülmektedir. Erken evrede memedeki kitle ağrısız olabilir. Fakat ileri evrede veya kemiğe metastaz yaparsa, keskin ağrılarla karşılaşabilirsiniz. Kanser ağrısı, farklı ağrı mekanizmalarını harekete geçiren çok sayıda fiziksel bileşene sahip olan karmaşık bir kronik ağrıdır. Bu nedenle, kanser ağrısı olan hastaların tedavisinin çok yönlü olması ve ağrı kesici (analjezik) ve yardımcı ağrı kesici (adjuvan) ilaçların uygun bileşimleri, psikolojik ve sosyal desteği ve özel kanser tedavilerini içermesi beklenmektedir. Bu hekim açısından, bir hastanın ağrısının bireysel bileşenlerinin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesine ve tedavi proğramının bireyselleştirilmesine dayanır1,2,3,4.
Kanser Ağrısının Yönetiminde Amaç ve Hedefler
Kanser ağrısının tedavisine başlarken, hastalarla ve bakım verenleriyle diyaloğun oluşturulması ve tedaviden beklentileri açıkça tanımlamak önemlidir. Genellikle amaçlanabilecek dört ağrı kesici seviyesi tanımlamak mümkündür:
1-Dinlenme ve uykuyu sağlamak için gece boyunca kontrol edilen ağrı.
2-Gün boyunca istirahatte kontrol edilen ağrı
3-Sınırlı hareketlilik ile ve tam hareketlilikle kontrol edilen ağrı
4-Bakıcıların desteklenmesi ve teşvik edilmesi
Kanserli çok az hasta ağrı kesici tedaviye ihtiyaç duymaz4.
Tedavi Seçenekleri
Ağrı yönetiminde, ağrının azaltılmasına ve yaşam kalitesinin artırılmasına odaklanılır. Ağrı yönetimi, kanser hastaları için özellikle önemlidir, bu hastalar yaşam kalitelerini ciddi etkiliyen ağrı deneyimi yaşamaktadırlar4.
Farmakolojik (ilaç) Ağrı Yönetimi
Çoğu hastada ağrı kontrolü için, düzenli analjeziklerle (ağrı kesiciler) müdahale gerekmektedir. Analjezikler ağrı giderici aktiviteye sahiptir ve ağrının fizyolojik mekanizmaları üzerinden çalışırlar. Adjuvan (yardımcı) analjezikler, ağrı dışındaki durumlar için kullanılan, fakat kullanıldıklarında hastada analjezi oluşturan ilaçlardır.4
Kanser ağrısına yönelik analjeziklerin kullanımı iyi bilinmektedir ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1986 yılında kanser ağrısı için ilaç seçiminde basamak tedavisini önermiştir. DSÖ analjezik merdiveni-basamak tedavisi, ilaç sınıflarını (opioid olmayanlar, hafif ila orta şiddette ağrı için opioidler, orta-şiddetli ağrı için opioidler, adjuvanlar gibi) ifade eder4.
(Aşağıdaki tabloda DSÖ Analjezik Merdiveni-Basamak Tedavisi yer almaktadır)
DSÖ Analjezik Merdiveni-Basamak Tedavisi (1986)
Kanser hastalarında birincil basamakta hekimler tarafından tercih edilen parasetamol, en basit ve güvenli ağrı kesicilerdir birisidir. Yine birinci basamakta kullanılan steroid olmayan inflamasyon önleyici ilaçlar (NSAİİ), kanser ve kanser dışı ağrılarda hastaların sık olarak kullandıkları (bazen aşırı, kontrol dışı) ilaçlardır ve etkili olmakla birlikte en önemleri dezavantajları böbrekler, sindirim sistemi, kalp ve dolaşım sistemi üzerinde yan etki oluşturmalarıdır. Adjuvan (yardımcı) olarak en çok depresyon önleyiciler ve epilepsi tedavisinde tercih edilen bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, kanser hastalarında sinir sistemi ile ilişkili (nöropatik) ağrı tedavisinde kullanılmakla birlikte bilişsel rahatsızlık, uyuşukluk, mide bulantısı ve baş dönmesi oluşturabilirler.
Opiod grubu olarak adlandırılan ilaçlar arasında; opioid reseptörleri üzerinden etki eden morfin, oksikodon, fentanil (halk arasında ağrı bandı olarak bilinmektedir) güçlü ağrı kesiciler yer almaktadır. Basit ağrı kesiciler ile kontrol altına alınamayan ağrı varlığında hekimler tarafından hastalara reçete edilmektedirler. Bu ilaçların dozları, etkin ağrı kontrolünü sağlayan doz tespit edilene kadar hekim tarafından yavaşça arttırılır. Erken dönemde baş dönmesi, bulantı, kusma, sersemlik hissi oluşabilirse de ilaç ilişkili bu yan etkiler kısa dönemde düzelecektir. Hekimin bakım veren kişiye bu yan etkiler doğrultusunda bilgi vermesi ve bu sürecin geçici olabileceğini bildirmesi durumunda, yanlış tedavi sonlandırılmasının önüne geçilebilir. Ağrı hekimleri olarak sık karşılaştığımız bir yanlış bilgi ise; bazı hasta yakınlarının ağrı bandını kullanmak istememeleridir. Bakım verenlerin hastalığı hastadan gizleme çabaları ve bandın artık son döneme gelmiş hastalara veriliyor yanlış algısı ile hastalara kullanmak istememeleri, hastanın bu dönemde ağrı çekmesine yol açmaktadır. Öncelikli olan bu dönemde hastaların mümkün olan en konforlu hayatı yaşayabiliyor olmalarıdır.
Kaynaklar
1-Breast cancer pain management – A review of current & novel therapies, Aanchal Satija, Syed Mehmood Ahmed, et all., Indian J Med Res. 2014 Feb; 139(2): 216–225.,
2-Assessment of pain, acceptance of illness, adjustment to life with cancer and coping strategies in breast cancer patients, Aleksandra Czerw, Urszula Religioni, et all., Breast Cancer. 2016; 23: 654–661.
3-Cancer Pain: Causes, Consequences, and Therapeutic Opportunities, Patrick W. MantyhWall & Melzack’s Textbook of Pain, Chapter 72, 1029-1038.
4- Cancer Pain: Treatment Overview , Peter Hoskinand Karen Forbes, Wall & Melzack’s Textbook of Pain, Chapter 75, 1075-1091 (4),
5-Pharmacological Management of Cancer Pain in Adults National Clinical Guideline No. 9, National Clinical Effectiveness Committee, Kasım 2015,
Dr. İlteriş Ahmet ŞENTÜRK
Algoloji Uzmanı, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi, Algoloji Kliniği, İSTANBUL